4 Haziran 2012 Pazartesi

Ahmed B. Hanbel (780 – 855)

Ahmed B. Hanbel (780 – 855)

Ahmed B. Hanbel (780 – 855)
Büyük İslam alimlerinden Ahmed b. Hanbel, tarihi kayıtlara göre; 780-855 yılları arasında Bağdat’ta yaşamıştır. Ebu Hanife’nin öğrencisi ve devrin ünlü baş kadısı Ebu Yûsuf’tan fıkıh dersleri almıştır.
Ahmed b. Hanbel itikatta, amelde, ahlâkta Hz. Peygamberimiz (sav)’in sünnetlerinden başka bir yol izlememiştir. Çekişmeden, münakaşadan, sadece bir söz ile hüküm vermekten kaçınmış; Sahabelerin ve Tabii’nin yolunu takip etmiştir. Döneminde kendisinden sabırlı, mütevazı, disiplinli, kanaatkâr, takva sahibi ve ihlâslı bir müçtehid olarak hal alınmış, bu ahlaki özellikleri ile günümüzde de çok sayıda Müslümana örnek olmuştur.
Adının ilim, zühd (dünyaya ve maddî menfaate değer vermemek) ve takva ile birlikte anılması, o dönemde pek çok toplumu, onun ilmine yöneltmiştir. Yaptığı dersleri izleyenlerin sayısının beş bine kadar ulaştığı nakledilmiştir. Derslerinde dikkati çeken üç husus şöyle sıralanabilir:
  1. Onun meclisine disiplin, vakar, tevazu ve huzur hakimdi.
  2. Derslerinde, ancak hadisleri rivayet etmesi istendiğinde anlatırdı. Hadis rivayetinde hafızasına güvenmez, söylemediği şeyi Hz. Muhammed (sav)’e isnad etmemek için yazılı metne bakarak nakiller yapardı. Kendisine sorulmadıkça konuşmazdı.
  3. Verdiği fetvaların yazılıp nakledilmesini yasaklardı. Ona göre, yazılması gereken ilim, ancak Kitap ve Sünnet’ten ibaret idi.
Ahmed b. Hanbel, 40 yaşına kadar hadis öğrenmek ve ilmini artırmak için çalışmış; bu amaçla Irak, Hicaz ve Yemen arasında seyahatlerde bulunmuştur. Fakat bu süre içinde hadis rivayet etmekten veya ders vermekten kaçınmıştır.
Ahmed b. Hanbel, dini meselelerin açıklamasında, sırasıyla şu kaynaklara başvurmuştur:
  1. Kitap ve sünnet: Bütün müçtehidler gibi Ahmed bin Hanbel de bir işin nasıl yapılacağını Kur’an-ı Kerim’de açık olarak bulamazsa, hadis-i şeriflere bakar, bunlarda bulabilirse ona göre hüküm verirdi.
  2. İcma ve sahabe kavli: Hadis-i şeriflerde de açıkça bulamadığı bir iş için, icma var ise, öyle yapılmasını bildirirdi. (İcma, Eshab-ı kiramın hepsinin aynı suretle yapması veya söylemesi demektir. İcmaya “sözbirliği” de denir.) Ashab-ı Kiram’dan sonra gelen Tabii’nin de icmasını delil, senet kabul etmiştir. Sahabe kavli (sözü, içtihadı) bulunan bir meselede, kendi içtihadına göre hüküm vermezdi. Sahabenin sözüne göre hüküm verirdi. Hatta, sahabe sözü bulamadığı hususlarda, Tabii’nin büyüklerinden olan müçtehidlerin içtihadını, kendi sözüne tercih ederdi.
  3. Bir mesele hakkında, Sahabe veya Tabii’ne ait bir içtihad bulamazsa, zayıf ve mürsel hadislerle amel eder, ona göre hüküm verirdi. Zayıf hadisin de, sahih hadisin bir çeşidi olduğunu göz önünde tutardı.
  4. Kıyas: İmam-ı Malik’in “Rivayet yolu”nu ve İmam-ı Azam’ın “Rey ve Kıyas yolu”nu almış ise de, pek çok hadis-i şerif ezberlediğinden, önce hadis-i şeriflerin birbirini kuvvetlendirmesine bakarak içtihad etmiştir. İçtihadda bu usûl, sadece Ahmed bin Hanbel’e aittir.
Eserleri
Ahmed b. Hanbel’in bizzat yazdığı tek eseri “el-Müsned”dir. Müsned, Ahmed b. Hanbel’in topladığı 700 binin üzerindeki hadisler arasından seçtiklerinden meydana gelen bir eserdir. Müsned’de tekrarlarıyla birlikte 40 bin, tekrarlar dışında yaklaşık 30 bin kadar hadis yer alır.
Ona atfedilen eserlerden bazıları, Hanbelî alimlerince kaleme alınmıştır.
Es-Sünne, Zühd, Salat, Ver’a ve’l-İman; Reddi ale’l Cehmiyye ve’z-Zenadıka; Eşribe; Mesail; Cüz fi Usûlu’s-Sünne; Fedailu’s-Sahabe; Er-Reddü ala men iddea’t-Tenâkuza fi’l-Kur’ân; et-Tefsir; en-Nasih ve’l Mensuh; Tarih; el-Mukaddem ve’l Muahhar fi’l Kur’an; Vücubâtü’l Kur’an; Menâsikü’l Kebir ve’s Sağir; el-Cerhu ve’t Ta’dil; el-İlel ve Marifetu’r-Rical bunlardandır.
Ahmed b. Hanbel’e göre; iman, kesin olarak inanmaktan ve amelden ibarettir. Artar ve eksilir, yani iman, iyi amelle artar, kötü amelle de eksilir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder